Ne çabuk unuttun yaratılış gayeni…
Allah’tan hiç değişmeden gelen ve bizi diri tutan ruhumuzdur ki sen bu ikisinin arasında, tam orta yerde Peygamberlik makamı; adeta berzah gibisin. Aydınlanmadan önce sadece bir et parçası iken Allah’ın nuru vurduğu zaman, senin adın ‘’Gönül’’ oldu. Yani kalbin adı ‘’Gönül’’ oldu.
Unuttun bunları…
Taşlaştıkça taşlaştın, karardıkça karardın, kaskatı kesildin…
Ritmin bozuldu, atamaz oldun. Cerrahtan cerraha, ilaçtan ilaca, suni sevgilerde aradın kaybettiklerini.
Hep ben, hep ben…
Aşırı talepkarsın ey gönül… Sevgide, aşkta, ilgide, maddeye tutkuda…
Abarttıkça abarttın her şeyi, arabeske vurdun. Yaptıklarını fedakarlık zannettin. Panik, depresif oldun çoğu zaman.
Kırdın, döktün…
Kimseyi bırakmadın etrafında.
Kibirden, gıybetten, yağdan, iftiradan duvarlar ördün; ötekileştirdin, berikileştirdin…
Ve nihayet acı son…Kaos!..
Teklemeye başladın. Terapistlere, uzmanlara kucak dolusu paralar savurdun da bulamadın mutluluğun sihirli formülünü.
Oysa çözüm belliydi…
Sevdikçe büyüyecek, büyüdükçe daha çok sevecektin.
Ötekileştirmeden, yargılamadan, şartsızca, umarsızca…
Yaratılanı Yaradan’dan ötürü SEVecektin ummanlar gibi…
Tıpkı atmaktan yorulmadığın gibi…
Yumuşacıktın oysaki, tertemizdin, dostluk ve iyi ahlak, cömertlik için vardın. Konuşarak anlaşabilirdin, sevgi yayabilirdin dört bir yana. Kapılmazdın o zaman dehşet ve korkulara. Çalardın gönlün tellerini, oyun ve eğlence görürdün hayatı.
Birçok ayette geçtiği gibi:
‘’Dünya hayatı oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Hala aklınızı başınıza almayacak mısınız?’’
Yine Hadisi Şerif’de:
‘’İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız’’ buyruluyor.
Uhud Savaşı sonrası nüzul olan ayet de çok mühimdir:
‘’Onlara karşı kaba, katı yürekli olsaydın ve yumuşak davranmasaydın, etrafından dağılıp giderlerdi.’’ (Al-i İmran 159)
Okçular tepesini terk eden sahabeler kimlerdi? Hiç kimse bilmiyor. İslam tarihinde yazmaz, öz çocukları, eşleri de bilmez. Ashab-ı Kiram kimseye söylememiş, saklamış. Hakiki ‘’isar’’ hasleti bu olsa gerektir.
Ya Rabbi, bu nasıl bir ahlak!..
Yine Firavun’a bile ‘’yumuşak söz söyle’’ meyi hatırlatan bir Kur’an üslubu.
Ah kalbim!..
Kendine dürüst davran, cesaret ve mürüvvet sahibi ol. Melekleri hisset yanı başında ve dosdoğru ol. Ritmini yükselt, kendinin efendisi ol.
Merkezde ve sıhhatli kal...
Daha aşacak çok yolumuz var seninle. Sevgiyle öyle büyü, öyle genişle ki sığma göğüs kafesime. Atışlarını hissedeyim taa ötelerden...
Hu deyip; ’’Ya Vedüd, Ya Cami, Ya Mü’min zikrederek’’, ’’Berr’’ olalım sevdiklerimize. En çok da Rabb’imizle…
Hoş geldin Venüs, sevgiyle, muhabbetle…
çarşamba deneme
çarşamba deneme
Kendimle kavga edip kalbimi kırdım Oysa hep herkese sevgi dolu oldum Gönül ince teli gerilmiye gelmiyor Yamulmaz ince ince telleri