Basü ba del mevt(öldükten sonra dirilme) inancı
Bu inanç prensibimiz öldükten sonra dirilmeye inanmak olarak anlatılmakla birlikte bir manası da ölüm dediğimiz gerçeğimizin yaşandığı zamanlarda veya durumlardaki davranışlarımızı da düzenlemektedir.
izler biliyoruz ki kişinin kıyameti gibi aleminde kıyamet dediğimiz bir son olgusu vardır. Bunu şehir bölge ülke vb gibi kısmı olarak yaşanan deprem doğal afetler olarakta düşünebiliriz.
Peki şimdi sorumuz şu, bu inanç bizlere böyle şahsi veya genel, küçük veya büyük afetler karşısında nasıl davranmamızı öğretmektedir.?
Haydi hep beraber insan davranışlarını inceleyelim. Şimdi yapıcı, birleştirici, ümit var mı olmalıyız yoksa yıkıcı bölücü eleştirel kınayıcı mı olmalıyız? Hangisinin faydası/zararı nasıl olur?
Bu gibi olaylar karşısında sakin olup imkan gücünü doğru kullanırsak ne olur?
Acele edip koşuşturup bağırıp çağırmak yakınmak bir enkazın üzerine ehil insanları kontrolsüzce çıkarmak arabalarımız ile yollara düşmek telefonlarla herkese ulaşmaya çalışarak hatları tıkamak bize ne kazandırır?
Arkadaşlar gördüğünüz gibi yapılması gerekenler açıkça ortaya çıkıyor. Cevapları sağduyunuza bırakıyorum. Kısaca basü ba del mevt inancı bizleri zamanı doğru kullanmaya bilinçli, etkin ve koordinasyon içinde hareket etmeye teşvik ediyor. Dikkat ederseniz bu davranışların içinde yetkili kurumların azimli sebatkar çalışması öne çıkarken diğer bir kesim içinde teenni ile sabırlı olmayı öne çıkarmaktadır.
Yapayım derken yıkmak, yardım edeyim derken zarar vermekte var değilmi? Lütfen itidal lütfen biraz inanç, şimdi ders alma ve doğru hareket etme vakti…
Basü ba del mevt inancı insanlara şimdiye odaklanmayı yapılması gerekenleri en etkin şekilde yapmayı gerektirir. Ba sü ba del mevt, zorluk sıkıntı bela veya musibet zamanında sağduyulu davranmayı gerektirir.
Tabiki bunu herkesten beklemek hata olur. Fitne fesad çıkarmaya çalışanlar olacak bozguncular hırsızlar olacak istismarcı insanlar çıkacak ancak güvenlik güçlerimizde bu noktada teyakkuzda olup gereken güvenliği sağlayacaktır. Bizler inanıyoruz biliyoruz ki zamanımızda yaşanan zorluklarda geçecek bitecek sakinleşecek ortam işte o zaman kim ne yaptı görülecek bunların hesabı sorulacak inşallah…
Şimdi bir başka konuya değinmek istiyorum. Bizler biliyoruz ki, insan zaaflarından en belirgin olanı yaşanılanlar karşısında suçlu aramaktır. Bu dünyaya düz bakmak demektir.
Oysa yaşanılanlar karşısında insan her daim yaptığı davranışından sorumludur. Bu noktada suçlamak seytandandır. Dikkat dağıtmaktır.
Sorumluluktan kurtulma çabasıdır. Bize düşen sorgulamak ise ve tanımlamaktır. Her olayın zahiri yanı birde bunu olgunlaştırıp tezahür ettiren sebebleri yani batın dediğimiz yanı vardır.
Bizler biliyoruz ki insanın yaşadığı herşey kendi çabasına bağlı kılınmıştır. Bu insanın kendini sorgulamasını gerektirir. Suçlamasını değil…
Aciz ve acil insan sorumluluktan kaçar suçlayacak bir şeyler arar. Bu yaşanılan dehşet veya korkunun sonucu ortaya çıkan bir zaaftır. Bilinçsizliğin bilgisizliğin göstergesidir.
Kendisindeki cehalet olarak ifade edilebilecek bu duygu ve düşünce bas ü ba del mevt inancı başta olmak üzere allaha meleklere peygamberlere kitaplara hayrın ve şerrin Allahtan olduğuna inancının zafiyetini dolayısı ile yerine koyacak bir güç arayışına iter.
Sonuç komplo teorisidir. O geldi bu böyle oldu..! Bu geldi bu böyle oldu..! O öyle olduğu için bu böyle oldu..! bu böyle olduğu için o öyle oldu..! Kısır bir döngü değil mi?
Ahmaklık(düşüncesizlik boyutu ile) var cehalet(bilgisizlik) var, cimrilik (anlayışsızlık düşüncesizlik boyutunda) var, geri zekalılık(yararlı olacağım derken zarar vermek) var, daha sayalım mı arkadaşlar?
İstiklal marşını unutunca böyle oluyor işte…
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
Arkadaşlar bu şiir bu kadar değil biliyorsunuz ancak biz bu mısraları hatırlatmak adına paylaştık sizlerle…
İmanımızın gereği erdemler doğrultusunda itidal davranışlarda buluşmak ümidi ile… bütün milletimizin yaşadığı bu felaketi birlik ve beraberlik ruhu ile her beraber aşacağımızı biliyorum.
Güzel Türkiyemin başı sağolsun. Ölenlerimize rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Medeniyet” dediğin tek dişi kalmış canavar?
Selam ve saygılarımızla…
Süleyman Karakaş
Suçlama degil sorgulamalı...Kendimizi ya da başkalarını...