Bloglar

DOST AĞIRLAMADA KÜLFET OLMAMALI

Ebu Hafs Haddad, Ebu Bekr Şiblî'nin evinde bir süre misafir kalmış­tı. Şiblî misafirini çeşit çeşit yemeklerle ağırlamıştı. Ebu Hafs, ayrılıp giderken, Şiblî'ye şu teklifi yaptı:

“Ey Şiblî! Eğer yolun memleketimiz olan Nişabur'a düşerse, yanıma gel de misafir nasıl ağırlanırmış sana göstereyim?”

Şiblî:

“Ben ne yaptım ki, ne kusurum oldu ki?” diye sordu.

Ebu Hafs:

“Başka ne yapacaksın... Külfete girerek çeşitli yemekler hazırladın. Bu, civanmertlik, misafirperverlik değildir. Bir dost, misafir gelince öyle davranmalı ki, hizmet ederken üzerine hiçbir ağırlık çökmemeli, gittiğin­de de ferahlık gelmemeli... Gelişi ağırlık, gidişi ferahlık veren misafirlikte, külfet vardır. Böyle ev sahipliği olmaz.” 

Aradan zaman geçer. Bir gün İmam-ı Şibli'nin yolu Nişabur'a düşer. Arkadaşlarıyla birlikte Ebu Hafs'a giderek misafir olur. Ebu Hafs, o gece evde 41 mum yaktırır.

Şiblî, bu hali görünce:

“Bu ne vaziyet böyle ey Haddad!” der.

Haddad:

“Ne oldu?” der.

Şiblî:

“Sen bize külfete girmeyin dememiş miydin? Bu kadar mum ne böy­le? Bundan büyük külfet olur mu? “diye sorar.

Ebu Hafs, Şiblî'ye:

“Bunları külfet kabul ediyorsan, haydi üfle de söndür bakalım onla­rı,” der.

Şiblî mumları üfleyerek söndürmeye uğraşır; fakat bütün gayretleri­ne rağmen sadece bir tanesini söndürebilir.

Ebu Hafs gülerek:

Sizi bana Allah-ü Teâla gönderdi. Ben de Allah rızası için sizi misa­fir kabul ettim. Onun rızası için 40 tane mum yaktım. Bir tanesi ise ken­dim içindi. Benim için olanı sen söndürdün. Fakat Allah rızası için ya­kılanları ise, görüyorsun ki, onca gayretine rağmen bir tanesini bile söndüremedin. Halbuki, sen Bağdat'ta her yaptığın şeyi benim için, benim memnun olmam için yapmıştın. Seninkisinde külfet vardı. Benimkisi ise yalnızca Allah rızası için olduğundan külfet yoktur.”

Nefsi için yada misafir memnun etmek için yapılan işler mumun söndüğü gibi söner. Yanarken de sadece bu dünyaya ışık tutar.

Misafirseverlik Allahın rızasını kazanmak için kalp temizliği ve cömertliği ile olduğu zaman bir kazançtır. Hem bu dünya hem de ahiret kazancı. İsra suresinde eli açık olmanın nasıl olacağını Rabbimiz bize bildirir:

'' Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma ki, (cimrilikten ötürü) herkes tarafından ayıplanan, (israftan ötürü de) kaybettiklerine hasret çeken bir hale düşmeyesin.”

K.B.E. Y. Hafize Şanlı

Diğer Bloglar

Yorumlar (1)

  • şimdi ise misafirlik de kalmadı





Yorum Yazın

Yorumlarınız sistem onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır.