Fıkra o dur ki; Kamil Efendi at bakıcısıdır. Bir cuma günü, camiye gelir. Bakar ki camide hiç kimse yok! Vaaza hazırlanan hoca, cemaat olmadığını görünce, Kamil Efendi’ye sorar:
– Senden başka kimse yok. Ne dersin; Vaaz edeyim mi, yoksa etmeyeyim mi?
Kamil Efendi; – Ben seyisim, bu işlerden anlamam. Benim yirmi atım var. Hepsi kaçıp gitse biri kalsa, onu ihmal etmem, yine bakarım, der.
Bunun üzerine hoca, uzun uzun vaaz eder. Namaz sonrası Kamil Efendi’ye sorar:
– Nasıl, vaazımı beğendin mi?
Kamil Efendi şöyle der:
– Ben seyisim, vaazdan anlamam. Ancak ben yirmi atın suyunu ve yemini bir ata verip de onu çatlatmam.
Allah es Sahi'dir. Es Sahi ihtiyacı ölçüsünde verir. Bilir ki fazla verse taşar, az verse şaşar. Bazen de Es Sahi sıradan kullarına mal, mülk, çocuk, para verirkenden bu ismi ile tecelli eder. Rabbi kulunu bilmez mi az verse isyan edecek, çok verse taşkınlık... Es Sahi ismi şerifi ilim tahsilinde çok önemlidir. Hocası talebesini bilir ölçüsünce yükler.
Cemil Meriç "Fazladan izahat, lisanen kabahattir." der. Atalarımız "Lafın tamamı ahmaklara söylenir" der. "Hasıl-ı kelam hülasayı meram" maksat hasıl olmuştur dostlar diyip noktayı koyalım...
K.B.E. Yasemin Hafize Şanlı
Yorumlar (0)
Yorum Yazın