''Emrolunduğun gibi dosdoğru ol'' (Hud 112)
''Beni Hud Suresi ihtiyarlattı...'' (Tirmizi)
Doğruluk...Dosdoğru olmak...
Kavak ağacı misali...Elif gibi...Ebu Bekir gibi...
Miraçtan dönen Peygamberi henüz görmeden;
‘’O söylediyse doğrudur’’ diyen Sıddık…
Abdulkadir Geylani gibi:
Abdulkadir Geylani Hazretleri küçüklüğünde ilim yolduluğuna çıkarken annesi ona sıkı sıkı tembih etti:
''Başına ne gelirse gelsin sakın doğruluktan ayrılma. Hiçbir zaman yalan söyleme.Allah doğrularla beraberdir.''
Küçük Abdulkadir annesine söz verdi,yola çıktı.
Kervan konaklamak üzereyken karşılarına eşkiyalar çıktı. Eşkiyalardan biri dalga geçmek için küçük A.Kadir'e sordu:
''Fakir çocuk söyle bakalım senin neyin var?''
''Bir kese altınım var.''
Bu cevaba inanamayan eşkiya durumu reisine iletti. O da aynı soruya aynı cevabı alınca:
''Arayın şu çocuğun üstünü'' dedi. Altını bulan eşkiyalar:
''Ahmak çocuk! Neden bunu bizden gizlemedin?'' dediler.
Abdulkadir hiç pişmanlık göstermedi. Dedi ki:
''Ben anneme yalan söylemeyeceğim diye söz verdim. Kırk altın için yalan söyler miyim? Alın sizin olsun.''
Koca reis bir an sendeledi, ardından çocuk gibi ağlamaya başladı.
''Ben ne yaptım! Bre ahmak! Bre akılsız! Bre budala! Bu küçücük çocuk annesinin sözünden çıkmazken ben bunca sene Rabb'imin sözünden çıktım. Eyvah bana! Yazık bana!''
Daha sonra arkadaşlarından helallik isteyerek eşkiyalığı bıraktığını söyledi. Fakat o da ne; reisin adamları da tövbekar olmuşlardı.
Kervandan alınan her şey geri iade edildi. Bütün eşkiyalar tövbe etti.
Küçük Abdulkadir'deki teslimiyete, tevekküle, cesarete, mürüvvete, dürüstlüğe, vefaya bakın...
Ve ''Kelebek Etkisi...''
Bir kelebeğin kanat çırpması, dünyanın yarısını aşabilecek bir kasırganın oluşmasına neden olabilir.
Doğruluk, en büyük erdemlerden biridir. İnsan çıkarları uğruna ya da zorunluluklar nedeniyle yanlışlar içine düşebilir.
Çı-karlarına düşkün olanlar, doğruluk kavramını önemsemezler, hatta doğrulara düşman kesilirler.
''Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.'' atasözünün de belirttiği gibi , doğruların ortaya çıkması bazı kişilerin işine gelmeyebilir. Doğruyu söyleyenler sevilmeyebilir.
Ama unutulmamalıdır ki yalan ölümlü, doğru ölümsüzdür. Doğru er geç ortaya çıkacak ve doğru olan haklı olacaktır.
Ya dosdoğru olamazsak?..
Daima hayal kırıklıkları yaşar, erişememe hissi, depresyon ve migren ağrısı gibi hallere düçar oluruz.
Ya da sevinç ve mutluluk duygusundan uzak yaşarız hayatı. Bu da hem psikolojik hem de fizyolojik hasta eder bizleri. Allah muhafaza.
Unutmayalım ki:
Onuncu köyün sakinleri; kendinin efendisi, merkezlenmiş, hayat enerjisi yüksek, sıhhatli, eli açık, sonsuz fizik enerjisi yüksek olanlar olacaktır.
Haydi Onuncu Köye!..
Yorumlar (0)
Yorum Yazın