Bloglar

KENDİNİ TAVUK SANAN KARTAL

Bir zamanlar yüksek bir dağın tepesinde uzun ve geniş kanatları ile, gökyüzünün hakimi yüzlerce kartal yaşarmış. Bu dağda yaşayan kartallar yuvalarını dağın en yükseğine kurar, özgürce rüzgara kapılır, az bir kanat çırpmayla kilometrelerce mesafeyi çok kısa bir sürede alır, ufkun güzelliklerine kendilerini teslim eder, uzun ve huzurlu bir ömür yaşarlarmış.

Aralarında bir kartal, dört yumurtası ile güzel mi güzel bir yuvada yaşıyormuş. Bir gün deprem olmuş, dağ sallanmış ve yumurtalardan biri aşağı yuvarlanarak, tavukların yaşadığı bir çiftliğe düşmüş. Bu çiftlikte yaşayan tavuklar, ayakları ile çamurda ve toprakta sürekli yiyecek arar, devamlı beslenerek karınlarını doyurur, etlenerek karın ve bacaklarını şişirerek günlerini geçirirlermiş.

Yarım metreden yukarıyı bilmeyen, kısa da olsa kanatlarını kullanamayan bu tavuklardan biri yumurtayı bulup sahiplenmiş. Bu yumurta kendilerininkinden biraz büyükmüş ama, kendi dünyalarında sadece tavukları gördüklerinden onu da tavuk yumurtası sanmışlar. Zamanı gelince o yumurtadan bir kartal çıkmış, biraz farklıymış ama herkes ona tavuk gibi davranmış.

Kartal da tavuklardan başka kuşları görmediğinden, kendini tavuk zannetmeye başlamış. Zamanla içten içe, farklı olduğunu sezip "Benim boyum sizinkilerden daha uzun, gagam farklı, kanatlarım daha uzun" demiş, demesine ama tavuklar onu baskıyla hemen susturup "Çok saçma sen tavuksun, bunu böyle kabul et!“ derlermiş.

Günlerden bir gün yavru kartal gökyüzünde özgürce uçan kartalları görmüş ve "Aman Allah’ım ne güzel uçuyorlar, ben de onlar gibi uçmak isterim" deyince, tavuklar katıla katıla gülmüşler ve "sen tavuksun, unut bunları, uçamazsın“ demişler. Yavru kartal, diğerleri gibi ne bulursa ayağının altında onu yer, bazen gökyüzünde uçan kartalları görüp hayaller kurarmış. Ne zaman bu düşüncesini ailesine, arkadaşlarına açsa, ona yine "sen tavuksun, ve tavuk olarak kalacaksın, unut bu hayalleri“ derlermiş.

Bu baskılardan dolayı, küçük kartal zamanla inandırıldığı gibi tavuk olma yolunu seçmiş ve hayallerinden vazgeçmiş. Artık hayatını tavuk olarak yaşamaya karar vermiş. Bir gün, bir kartal gökyüzünden süzülüp çiftliğe inmiş ve küçük kartalı tavukların arasında görünce “Senin ne işin var bu tavukların arasında, sen daha fazlasını hak ediyorsun, bu kanatlarınla gökyüzünde özgürce uçabilir, solucan yerine et yiyebilirsin“ deyince, kartal “Ben uçamam, bana tavuksun dediler, kanatlarım olsa ne, uçmayı da bilmiyorum zaten“ demiş.

Bilge kartal, ağzından çıkardığı eti, hemen kartalın ağzına sokunca, etin tadını alan kartala bir şeyler olmuş. Aniden vücudunda bir değişiklik olmuş ve tüm kılcal damarlarına kadar can geldiğini, enerji dolduğunu hissetmiş. Birdenbire kanatlarını açmış ve rahmet rüzgarına teslim etmiş kendini, yüzlerce metre yükseğe uçmuş ve özgürlüğünü hissetmiş, yukarıdan aşağıyı seyretmiş, hayattan zevk almaya başlamış.

Önceden otuz santimden daha yukarısını göremeyen, rüzgarın sesini hiç duymamış olan bu kartal yavrusu, tavuk gibi saatlerce yürüyerek vardığı yere birkaç dakikada varmış…

Bilinçaltına yerleştirilen tüm zincirleri kırdığını fark etmiş ve fıtrat gereği artık nerde ve nasıl yaşaması gerektiğine karar vermiş…

Söz büyü gibidir. İnanç öylesine kuvvetli olur ki, bazen iradenin önüne geçer. Öğretilerin önüne geçmekte çoğu zaman mümkün olmaz. Bilgi ister, rehber ister, gayret, azim, cesaret, farkındalık ister.

Kümeste doğup, yem yiyip büyümüş olmamız, kanatlarmızın özgürlüğünü kısıtlayabilir. Ama bu uçabileceğimiz gerçeğini değiştirmez. Bir dağda zirvede doğup büyümek görüş mesafesini, ufku genişletir ve uçmaya mecbur kılar. O beldeye cesaret hakimdir ve korkaklığa yer yoktur. Cesaret ve ihtişamı birleştirirler. Tavuk gibi doğabiliriz ama tavuk gibi ölmemeli.

Kanadın farkına varan kartallar gibi ihtişamlı bir yaşam sürer. Yani bir tavuk gibi doğmak, kartallar gibi yaşayıp ölmeye engel değildir. Engel bizim zihinlerimizdedir.

Hakikat böyle iken kartal doğup, tavuk gibi ölenlerde çoktur. Gücünü farket, lokmanı fıtratına uygun ve doğru seç.

Dün geçti. Yarın ise meçhul ve hayal. Sermaye bugün. Yarının hayali bugünde kurulur.

Şimdi uçma hayalinde olanlardır, yarına kanat açıp uçanlar.

 

K.B.E. Yasemin Hafize Şanlı

Diğer Bloglar

Yorumlar (0)

Yorum Yazın

Yorumlarınız sistem onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır.