Sabır; “nefsi telâştan, dili şikâyetten, organları çirkin davranışlardan koruma, nimet haliyle mihnet hali arasında fark gözetmeyip her iki durumda sükûnetini muhafaza etme, Allah’tan başkasına şikâyette bulunmama” şeklinde de tarif edilmiştir.
İmanın yarısı sabır diğer yarısı da şükürdür. Sabır bir güç, bir kuvvettir. Aktif bir eylemdir sabır, pasif bir bekleyiş değil. Sabredenler sadakat çizgisinde bulunur.
‘’Allah, sabredenleri sever.’’ (Al-i İmran 146)
‘’Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.’’ (Bakara 153)
Sabrın zıttı aceleciliktir. Bu sebeple teenni ile birlikte anılır sabır.
Teenni; ilerisini düşünerek acelesiz iş görmek, ağır davranmak, temkinli olmak, düşünceli hareket etmek anlamlarında kullanılır.
‘’Teenni Rahman’dan, acele ise şeytandandır.’’ buyurur Peygamber Efendimiz(sav).
Sabırsızlık ayetlerle yasaklanmıştır.
Tasavvufta sabır altı mertebede sıralanır:
1. Sabrı Lillah; Allah için sabır. İradenin hakkını verme.
Pozitif anlamda sabır; namazda, oruçta, abdestte, duada…
Allah’a itaatle şeytanın girmesine fırsat vermemesi için sabır.
2. Sabrı Billah; Allah’ın belayla birlikte sabır vermesi.
Negatif anlamda sabır; günahlara karşı sabır; eşyada, yemede, şehvette… Hırs ile dünyevi şeylere takılmama.
3. Sabrı Alallah; musibetlere karşı sabır. Kaza ve kadere rıza gösterme.
Aceleciliğe düşmeme, yandım bittim demeden Yunus gibi, Yakup gibi.
4. Sabrı Fillah; fena makamı. Kahrı da lütfu da bir bilme…
Dünyanın cazibedar güzellikleri karşısında Kur’an ve sünnet çizgisinden kaymadan kalabilmek.
5. Sabrı Maallah; Hak’la beraber olma makamı. Bulunduğu makamın hakkını verme.
Zamanın çıldırtıcılığına karşı sabır. Zaman vakit dengesi.
Dokuz ay dolmadan doğmaz hiçbir bebek. Merdivenler üçer beşer çıkılmaz.
‘’Dün yola çıktım bugün insanı kamil olayım’’ hemen olmaz.
Efendimiz (sav) 23 yıl bekledi sahabenin kemale ermesi için. Bu da sadakat ister, azim ister, sebat ister…
Biz bir şeye hazırlanırken, o şey de bizim için hazırlanır…
6. Sabrı Anillah; vuslata karşı sabır. Vuslatı bulduktan sonra halkın arasına dönme.
Miraçtan geri dönmek gibi. Halkın içinde Hak’la beraber.
İrcii ila Rabbike… ‘’Rabbine dön!’’ (Fecr 28) emrine karşı dişini sıkıp dayanma azmi.
Hemen ölüp Rabbime kavuşayım değil, vazifemi yapıp öyle…
‘’Bana zarar dokundu; Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin.’’ (Enbiya 83) diye dua etmişti Eyüp (as). Sabır içinde şükür.
Yakup (as) da; ‘’Ben bütün dertlerimi, keder ve hüznümü Allah’a arz ediyorum…’’ (Yusuf 86) demişti.
İyi kötü her şeyi Allah’tan bilme. Hakikatte her şey hayır.
Sabır için Mevlana Mesnevi’sinde; bir buğdayın gıda olarak önümüze gelinceye kadarki aşamalarını şöyle anlatır:
Toprağın bağrına gömülür,
Toprağı deler filizlenir,
Biçilip harmanlarda dövülür,
Samandan ayrılıp değirmende öğütülür,
Teknelerde yoğurulup hamur haline getirilir,
Fırında pişirilir,
Ağızda çiğnenip parçalanır,
Mideye gönderilir…
Hazreti Meryem gibi sabır ve sadakat timsali olanların rızkı ayağına gönderilir.
Sabır acıdır, lakin meyvesi çok tatlıdır…
Bir işin ahirini düşünmek,ahireti sevmek. Ne de olsa kışın sonu bahardır...
Ahirete iman etmek...
Geleceğin korkusunu, geçmişin hüznünü taşıyıp sabrımızı tüketmeden, anda kalıp şimdiyi itidalde yaşamak nasip olsun hepimize…
Emine ÖZCAN
KB Eğitmeni
Yorumlar (0)
Yorum Yazın