Meryemoğlu İsa sanki kendisini bir arslan kovalıyormuş gibi canhıraş bir şekilde kaçıyordu. Adamın biri bu hale hayret ederek ardından koştu ve şöyle seslendi:
“Hayrola, ürkütülmüş bir kuş gibi çırpına çırpına niçin ve nereye kaçıyorsun? Arkanda kimse yok!”
Hz. İsa -aleyhisselâm- o kadar hızlı koşuyordu ki, acelesinden adamın sualine cevap veremedi. Onun bu şekilde kaçışını merak eden adam, nihayet ona yaklaştı ve:
“Ey Rûhullah! Ne olur Allah için bir an dur da söyle: Senin bu kaçışın benim için bir muamma oldu! Kimden kaçıyorsun? Arkanda ne arslan, ne düşman, ne de korkulacak bir şey var” dedi.
Bunun üzerine Hz. İsa -aleyhisselâm-:
“Ahmaktan kaçıyorum ahmaktan!.. Git bana mani olma ki, kendimi kurtarayım!..” diye karşılık verdi.
Bu sefer adam :
“Nefesi ile körlerin ve sağırların şifa bulduğu “Mesih” sen değil misin? diye sordu.
Hz. İsa -aleyhisselâm-:
“Evet, benim” diye cevap verdi.
Adam devamla:
“Manevi sırlara mazhar olan ve bu yüzden “Ruhullah” sıfatını alan şahs-ı manevi sen değil misin? Sen ki, ölmüş birine o duayı okuduğunda, o kimse, av bulmuş arslan gibi kabrinden sıçrayıp kalkıyordu” dedi.
Bunun üzerine Hz. İsâ -aleyhisselâm-
“Evet ölüye okuyan benim” cevabını verdi.
Adam sordu:
Ey güzel yüzlü İsa ! Çamurdan kuş yapıp uçuran sen değil misin ?
Hz. İsa “Evet…” dedi.
Sonra adam:
“Ey temiz Ruh! İstediğin her şeyi yapabildiğin halde kimden korkuyorsun?”
Hz. İsa -aleyhisselâm- :
“Evvela ruhu, sonra ceseti yaratan Cenabı Hakk’a ve O’nun sıfatlarına yemin ederim ki, o duayı yani İsm-i Âzam’ı sağır ve köre okudum onlar iyileştiler. Yine o duayı okudum kayalık bir dağa ortasından çatladı, ölü bir cesede okudum dirildi, hiçbir şeyi olmayan fakire okudum zengin oldu. Fakat o duayı bir ahmağın kalbine şefkat ve merhametle binlerce defa okuduğum halde fayda vermedi. O ahmak, katı bir taş kesildi, lakin ahmaklığından vazgeçmedi. Çorak bir kum oldu da, ondan bir ot bile bitmedi” dedi.
Bu sözleri duyan adamın hayreti daha da arttı ve merakla Hz. İsa’ya -aleyhisselâm- sordu:
“İsm-i Âzam” bu kadar şeye tesir edip şifa verdiği halde niçin ahmaklığa tesir edememiştir? Halbuki diğerleri de bir hastalıktır,onlara deva olup da buna olamayışının sebeb-i hikmeti ne olabilir?
Hz. İsa -aleyhisselâm- cevap verdi:
“Ahmaklık, kahr-ı ilahî olan bir hastalıktır. Diğerleri ise körlük gibi kahr-ı ilahî’ye uğramayan ibtilalardır. İbtila da bir hastalıktır; ancak sadece mübtelasına acınır.
Ahmaklığa gelince o da bir hastalıktır, lakin ekseriya başkasını yaralar ve zarar verir.
“Ahmaklık damgası Allah’ın bir mührüdür. Ona hiç kimse çare bulamaz.”
Yorumlar (0)
Yorum Yazın