Bloglar

SESİMİ DUYAN VAR MI?

Tutunamayanlardan... 
Düşenler ve Düşler!                                           
 
(Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle...) 
Zilzal Suresi... 

(Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,
Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,
Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman.
O gün yer, bütün haberlerini anlatır.
Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir.
O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.
Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.
Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.) 


 Siz günü yaşayanlardan mısınız? Ya da günü kurtaranlardan mı? Yoksa aynı şeyleri yaşayarak günü kurtardığını sananlar mı desem acaba? 
 Her gün bir sabah oluyor. Her günün de alışılmış bir planı... 
 Gün geceye kavuşuyor. Günler  birikip haftalara, sonra aylara,derken yıllarda üst üste gelince bir ömür tükeniyor.
 Tükenen sen olunca, aynaya bakıyor musun hiç? Diyor musun bu ben miyim diye! Sen, senin bu gidişatını beğeniyor musun sahiden? Sen bunları düşünedur, ben geçeyim başka bir aleme. 

 Her insanın parmak izi kendine özgüymüş biliyor musun? Akledebiliyor musun milyarlarca farklı insan var? Milyarlarca farklı yetenek... Sen neden sıkışıp kaldın bir kalıpta? Bu yazıyı okuyan kişi uyan artık!  Sen gerçekten gerçek sen misin? Yoksa tutunduğun kalıplar mı var? Ayaklarını böylesine bağlayan kim ki koşamıyorsun dilediğin tarafa?  

 Ve kökler...

 Hey zamanın mefhumu hala uyanmayacak mısın? Günü kurtardım diye sevinirken ertelediğin ömründür, ertelediğin sensindir hala farkına varmayacak mısın? Ama bu sefer seni suçlamayacağım, korkma dışarıda da suçlu aramayacağım.

Farkında mısın? 

Enkaz altındasın. Bilmem ki; ne zamandır oradasın? Bilinç ne zamandır kayıp sende? 
Köklerin ne zaman sarsılmış da yüzün gözün bu kadar toprak içinde...
Nasıl bir sarsıntı, nasıl bir depremdi seni bu kadar derinlere,  bu kadar diplere iten!

 Bütün köklerin kopuk kopuk!.. Her biri bambaşka bir yerde. 
Arada bir gelen ilahi bilinçle  bağırıyorsun bazen.
"Sesimi duyan var mı?" 
Kökler demiştim değil mi? Bazen seni sen yapan, bazense seni senden eden o kökler.
 
 Ve Varlık...
Aynı rüyaların farklı zamanlarda tezahür edişini görüp uyandın mı? İlla sarsılman mı lazımdı? Son yıkıcı darbe gelmeden köklerini toplayabilir misin bir bir?
  Gözün göklerde fakat, göklere uzanman için yerlere saygı duyman lazım farkında mısın?  İşin iç yüzünü görmeden belki sevemezsin köklerini ama onlara saygı duyarak ve onlardan farklı olduğunu göstererek gerçek varlığına ulaşabilirsin. O zaman hayata sapasağlam tutunur gerçek varlığını yaşayabilirsin. 
  Sen ataların değilsin ki! Sana biçtikleri din ve davranışları hiç değilsin. Uyan artık! Sen şimdinin çocuğusun. Her anı halk ederek varlığını daimi yenileyen yüce Allah'ın kulusun. 
 Senin yeryüzün bedenin. Saplanıp kaldığın sıkıntılar ise kökler diye tarif ettiğim atalarının yanlış inanç ve anlayışlarıdır. 
 
 Gökyüzüne asılı kalmış gerçek varlığına ulaşmak için öfke ile onlara saldırmak yerine artık onları kabul eder misin? Onları affet demeyeceğim çünkü affetmek bir üstünlük hali imiş. Sen boynunu atalarına doğru saygı ile eğerken, toprağın tevazusu gelip ruhuna, gökyüzünde asılı kalmış gerçek varlığını sana armağan edecektir. 
  
 Ve o an...
 
 Ya Celil, Ya Celil, Ya Celil! 

 Öfkeyle düşmanlık oluşturup kalbini kararttığın o lekeleri Ya Celil esması ile hemhal edip  köklerine saygının rahmet sularını vererek sapasağlam bir güç ile tekrar diriltip gerçek varlığını kendine ispat edebilirsin. Atalarından saygıyla ayrılarak bu sefer gerçekten Hakk'a tutunup hakiki benliğini bulabilirsin.
 Gerçek huzurun yerinin kendine ve başkalarına saygılı ve de şahsiyetli olmaktan geçtiğini, omurganın dimdik duruşunu artık tüm aynalarında seyredebilirsin. 
 Saygıyla onardığın köklerle artık gerçek düşlerine tutunabilirsin.

Vakit hakikat aleminde var olma zamanı. 
Gerçek benliğine hak asası ile güç katma anı. Artık düşmek yok.
Cennet düşleri gökyüzünde ve ben artık onlara uzanabilirim. Düşmanları güzellikle zelil ederek cennetime kavuşabilirim. 
Yedi göbek atalarım ben sizleri kabul ettim ama ben sizin dininiz ve davranışlarınızdan değilim. Sizlere tekrardan saygı ile eğilirken gerçek varlığımı göklerden almaya doğru gidiyorum. Benim hakkım sizlere helal, siz de bana haklarınızı helal edin. 

Merve Karadeniz

Tags:

Diğer Bloglar

Yorumlar (3)

  • Çok güzel bir yazı olmuş işte mücade...işte farkındalık, uyanış kabul....





  • Süleyman hocamın tabiriyle Mervecik; yüreğinden akanlarí, dilinden dokulenleri kaleme alıp bizlerle paylaşmış olman çok kıymetli...Bende senin nezdinde yedi göbek gelmiş geçmiş bildiğim bilmediğim eril dişil bütün Atalarımızı Sevgiyle onurlandiriyorum. Bizlere çok şey öğrettiler, bildiklerini aktardılar. Bilmediklerinide sen öğren,senden sonraki nesle aktar. Sevgiyle aldım kabul ettim Şifa olsun ❤️ İnşallah ❤️





  • Merhaba bizler olumlu çaba harcarken olumsuz değerlendirme endişesi ile büyüdük.artık bu mükemmeliyetçilk palavraları bırakıp hepiniz üstüne düşeni yapıp gelip geçeceğiz.Bir iz bırakmak istiyoruz.Etrafdaki gürültü ve zıt ters konuşanlara güle güle demeliyizz.Engeller gidilmemiş patikalar bizi bekler yeni yollar bulmalıyız.özgür bir insan özgün olmalı.herkes birbirini kabule geçmeli.Dinlemeyi öğrenmeliyiz.Anlaşalım dinliyorum kendimi ve kendis i olanları. Tebrikler





Yorum Yazın

Yorumlarınız sistem onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır.