Karıncayı bile incitmem deme! Bile'den incinir karınca; Söz söylemek irfan ister, Anlamak insan.
Fuzuli Düşünmek beşere verilen en güzel ikram iken düşünmenin inceliği ise kalbin ikramı, rikkati ve güzelliği olsa gerek...
Bile'de küçümseme, bile'de aşağılama var. Gülü görmemiş, koklamamış birinin kalbinde gül, marifet bulmaz.
Marifetsiz irfan, arif olmaz. Karınca deyip geçme, gün içinde kimbilir kaç karınca ezilir ayaklar altında...
"Hz. Süleyman (a.s.) ile aynı adı taşıyan Kanunî Sultan Süleyman'ın saraydaki meyve ağaçlarına karıncalar musallat olur¸ bahçıvanlar onların itlâf edilmesinin gerekli olduğunu söyleyince Sultan¸ zamanın şeyhülislamı Ebu's-Suûd Efendi'ye bir sormayı ister ve konunun nârinliği sebebiyle şöyle ince bir beyitle meseleyi Şeyhülislam'a sorar:
"Dırahta ger ziyân etse karınca Günâhı var mıdır ânı kırınca?"
Ebu's-Suûd Efendi'nin cevabı da ince ve hikmetlidir:
"Yarın Hakk'ın dîvânına varınca Süleyman'dan hakkın alır karınca." "Süleyman'ın ordusu farkına varmadan sizi ezmesin." demiştir.
Çünkü inanan insanlar¸ göz göre göre varlıklara zarar vermezler. Atası bir karıncaya 'bile' zarar vermemiş, bile'den incinmiş karınca.
Torunları bizler insanları, hayvanları, ormanları, çocuk-yaşlı, kadın-erkek demeden katleder olduk.
Sizde ayakta ölüp, ölüme meydan okumak isterseniz yani Süleyman olmak isterseniz "bile" ruhuna sahip olmalısınız....
K.B.E. Yasemin Hafize Şanlı
Yorumlar (0)
Yorum Yazın