Zamanın birinde,hocasına hayran, onu çok seven bir talebesi varmış...Hocasına olan muhabbetinden, ilim halkasında otururken dahi hasretlik çeker, iştiyakla her sözünü kaçırmamaya çalışırmış...
Gel zaman git zaman, talebe hocasını bir kaç gün görememiş lakin kalbinde sürekli muhabbetiyle gezinmiş durmuş. Bir akşam dersini talim ederken içinden hocasına:
''Sizi çok özledim üstadım,gözümde gönlümde tütüyorsunuz...'' demiş. Ve sabah olduğunda hocasının bulunduğu yere ziyaret için geleceğini öğrenmiş. Sevinçten içi içine sığmayarak, işlerini bitirip hocasının yanına gitmeye niyet eder. Niyet eder etmesine de, acaba rahatsızlık verir miyim? Habersiz gitmek edebe uyar mı? diye bir dolu vesveselerle ziyarete gitmekten kendini alıkoyar .
Gece rüyasında hocasını görür ve hasretini dile getirir...Hocası ona:
''Evladım, biz sana nerede olduğumuzu bildirdik. Özleyen çıkar gelirdi. İçinde taşıdığın çekince değil, senin zincirlerin...Gerçekten özleyen,hasret duyan engel tanır mı? Kapıdan,pencereden bir şekilde gelir, görür ve özlemi giderilirdi...Demek ki tam özlememiş hasretlik çekmemişsin..." der. Talebe, kan ter içinde uyanır...Ve kendi kendine, Allah'a ve verdiği ders için hocasına teşekkür eder.
Kıssadan hisse; herkesin istidadı ve nasibincedir elbet...Bana düşense,sevgisini sevdiğimle paylaşmak ve özlediğim şeyler için geride durmamak oldu...
Resulullah'ın sav.duası duamız olsun:
"Allahümme’rzuknî hubbeke ve hubbe men yenfeunî hubbuhu ‘indeke.''
“Allah’ım! Bana kendi sevgini ve Senin yanında sevgisi bana fayda verecek kimsenin sevgisini ver.” (Tirmizî, “Daavât”, 73) âmin...
Şûlece vesselâm 22 on bir 2022
Fatma Şule ELMAS
Bakmak ile görmek arasında fark vardır. Bakanın farkındalığı bakilani değerli kılıyor. İcinde ben olan bakış baksada görmüyor vesselam...:) Teşekkürler Şule hanım devamını bekliyoruz...
Çok güzel bir kıssa teşekkür ederim. Seven sevdiğine, sevdiğini söylesin