Bloglar

ZAMAN YOLCUSU

Kalabalıklar içinde kendini kaybetmiş insandan, her nefesinin farkında olan insana yolculuk...

Bir insan seli düşünelim; kalabalık, gürültülü. Ve herkes kendi seline ve dahi kalabalığın seline kapılmış bir yolculuk yapıyor zamanda. Herkes hayat yolcusu, herkes ahiret yolcusu, herkes zaman yolcusu.

Birbirinden çok farklı görünsede aslında yolda, mezilde, zamanda bir ortaklık var. Bu uğultu, telaşe içinde insan başta kendine olmak üzere annesine, babasına kör, eşine, çocuğuna, komşusuna kör ve sağır. Nasıl duysun ki?

Bu dünya telaşının içinde... Peki bu insan selinden kurtulmak, dinlenmek rahat bir hayat ve zaman yolculuğu mümkün müdür?

Her fırsatta tatile çıkanlar daha mı sakin? Tabiki değil. Her tatilden daha yorgun dönen insanlar bunun bir örneği. Dağa mı çıkalım? Peki köylerimize dönsek olur mu?

Günümüz insanı bunun arayışında. Köye, kırsala yerleşenler çoğaldı. Büyük şehirlerde yaşamak zorunda olanlar kendilerini; kişisel gelişimcilerin, meditasyon, yoga, biyoeneji, bilinçaltı temizliği gibi arayışların içinde buldular. Kendilerini bulmak, bilmek isteyen insan eğitimden, eğitime dağılıp, kayboldu.

Hani kendini bulacaktı? Hak ve batıl karıştı. Bilgide kaynaktan uzaklaştılar. Adeta insan bütün kaynaklardan beslenen bir havuzdan sorgulamadan içmeye başladı.

Halbuki bu havuzlara her kanaldan sular birikti... Bu insan selinin kıyısına bir adım atan insan kurtuldu çünkü selamet, dinginlik kıyıda. Teenni ile yavaşlayıp, sabit, merkezde hertarafı görür oldu.

Kıyıdaki insanda bir hayat, zaman ve ahiret yolcusu ama daha farkındalıklı, sakin. Aldığı nefesini duyabilir hale geldi. Aldığımız nefesi farketmek ne ola ki? Nefes öylesine sırlıdır ki; insan bir şaplak yiyerek aldığı ilk nefes ve verdiği son nefes arasında hayat yolcusudur. Aslında insanı besleyen ana kaynak ne su ne yiyecek..Nefes olmadan beslenemez insan. ...Ve heybesinde sayılı nefesle gelir, sermaden yer, sermayesi tükenen zamandan ahiret yolculuğuna geçer. Böylesine değerli iken bu nefesten haberdar olmayarak boşa tüketir kendini insan...

Hakikati Hak olan insan, tabiki sırlı bir kaynaktan beslenmeli... Zaman yolcusu insanın, zamanda ki yolculuğu içinde, zaman yolculuğununda farkında değildir. Nedir zaman yolculuğu?

Tabiki bir makinaya girip geçmişe ve geleceğe yolculuk yapmak değil. Zaman yolculuğu anda sukunet içinde zamandan aldığımız algı ve anlayışlarımızı yakalayabilmek, nefeste gelene uyanık olmaktır. Ahiret yolcusunun zamanda kemalatı yakalayabilmesi buna bağlıdır. Bir bilgi çağında yaşıyoruz.

Resmen bir bilgi tarruzu altındayız. İnanç ve iman oluşturmayan insan bu bilgi saldırından büyük darbe aldı. Bilgi arttıkça insanın benlik iddiası arttı. ...ve şeytanın insana yaklaşma yolları, imtihanıda bu ölçüde farklılaştı.

30 yıl öncenin insanın imtihanı ve şeytanın ona yaklaşma yolları farklı idi. Geçim telaşı vardı. Helal ve haram kazanç, namaz kılmak kılmamak vs gibi. Günümüz insanına şeytan her cepheden saldırıyor. Cephe sayısı inanılmaz arttı. Bir uç örnek vereyim. Bir dizi ameliyatla kendini uzaylı ve köpek yapan insan var.

Google yazın, bu bilgi karşınıza çıkar. Takma saçsız kadın kalmadı. Protez tırnaklar, bütün vücudu dövmeli insanlar. Kız çocukları burun şekillenmesinin tamamladığı 18 yaş sınırını dahi beklemeye sabırları yok. Yüzler botokslu, kaşlar çizme, dövme... Örnekler saymakla bitmez. Hakkın boşalttığı yerlere batıl hızla hayasızca yerleşmekte.

İnanç eksikliği, iman zaafiyetleri, erdem ve ahlak yoksunlukları büyük bir tehlike halini aldı. Ruhu gıdasını almayan, eğitimi sadece matematik, fen ilimleri sanan insan kendi eğitimini riske attı.

Televizyon, telefon, sosyal medya insanı düşünmekten aciz bıraktı. Hızlanan insandan içmeden sarhoş gibi beyni uyuşmuş, iradesiz insana geldik. Frekansların ağır etkilerine maruz kaldık.

Enerji olmayan yiyecekler, doğal olmayan gıdalar, genetiği değiştirilmiş tohumlar, kimyasallar, günümüz zehirleri evlerin ve sofraların vazgeçilmezleri.

Haramdan korkan inançlı kesim bile temiz olmayan, şüpheli gıdalara teslim oldu. Kolanyayı sorgulayan dedelerin torunları... İnsan gücünü ve güç aldığı yaratıcısını, ona olan inancını hatırlayamayacak hale geldi.

Bir çok şey normalleşti. Bu normalleşme içindeki insana anormallikleri göstermek zorlaştı. Allah ademi kendi suretinde yarattı. Bu suret bizim zat olarak ona benzememiz anlamında değildir. Bizim Allah'ı bilmemiz sıfatları ve esmaları iledir. Ve insan O'nun esma terkipleridir. 'Allah her an bir şendedir' Zaman yolcusu insan her an bir tecelliye mahal olur. Bu kalabalık, gürültü, içinde insan iman oluşturup, İslam limanına sığınıp sakinlemeli, Dosdoğu yolda sıratı müstakim üzere sabit kalmalı ki anda geleni görsün. Hakkın isimlerinin en güzel mazharı olduğunu tefekkür etsin. O'nun ahlakı ile ahlaklansın, O'nun boyasına boyansın. İman ve inacı kuvvet bulmayan ne yapsın? İman ve inancı yapılandırmaya hemen başlasın. İman etmeyenlerin bu dünya kazancı heba olur gider. Üç günlük dün, bugün ve garanti olmayan yarınlar, göz açıp kapayıcaya kadar geçip gidiyor. Bir varmış bir yok dünyası bizden güzelilkle sabır istiyor. Rızaya giden yol burdan geçiyor. Zaman yolcusu tarlasını eker, kemalat yolculuğundan hasılatı ile ahirete geçer.

Sermayesi dünyada tükenmiş, ameli boşa çıkmış kazancı burda kalmış insan uyanmayı mezarda başını tahtaya vurmaya bırakmış. Oysa insanoğlu ne cahil....

Perçeminden Halık'ı tutarken, köle nereye kadar kaçar? Bütün mülk O'nun ken kaçış nereye?

Zaman yolculuğunda savrulan insan bizlere bahşedilen, kullarına sevgi ve merhametinden çıkan vaktin denge halleri, erdemleri ve iman esasları dünya sığınaklarıdır.

Cennet numuneleri, mutluluğa götüren yollardır. Kısaca zaman mahlukatın hareketinin sebebinin taşınma aracıdır. İnsanlar zamanın etkisinde hareket ederken kamil insanin kendi istikameti vardır.

İnsan esir olmak için değil özgür olma potansiyeline sahiptir.

 

KB Eğitmeni

Y. Hafize Şanlı

Diğer Bloglar

Yorumlar (0)

Yorum Yazın

Yorumlarınız sistem onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır.