ZENBİLLİ ALİ EFENDİ
Yavuz Sultan Selim Han'ın tahta çıkmasından sonra da müderrislik vazîfesine devâm eden Zenbilli Ali Efendi, hakseverliği ve doğruluğu ile dikkati çekmiştir. Pâdişâhın her hareketinde, İslâmiyete uymasında yardımcı olmuştur.
1516 (H. 922)’de yapılan Mısır Seferi için fetvâ vermiştir.Zühdü, takvâsı, istikâmeti ve doğruluğu ile meşhur olan Zenbilli Ali Efendi, dîne uymayan her çeşit hükme ve karara şiddetle karşı çıkardı. Celâlli olmasıyla tanınan Yavuz Sultan Selim Han'ın, şiddetli hareketlerini bile teskine muvaffak olurdu.
Bir defâsında Yavuz Sultan Selim Han, Topkapı Sarayı hazîne görevlilerinden 150 kişinin sorumsuz davranışlarından dolayı îdâmını emretmişti. Zenbilli Ali Efendi, bu karârı duyunca derhal dîvân-ı hümâyûna koştu. Vezîrler ayağa kalkıp saygı ile karşıladılar ve baş köşeye oturttular. Şeyhülislâmın dîvâna gelmesi âdet olmadığından, niçin geldiğini sordular. Pâdişâhla görüşmek istediğini söyledi. Durum Pâdişâha arzedildi. Yavuz Sultan Selim Han, huzûra girmesine izin verdi. Arz odasına girip selâm verdi. Pâdişâhın hürmet göstermesinden sonra, gösterilen yere oturdu. Sonra Pâdişâha;
“Fetvâ vazîfesinde (şeyhülislâmlıkta) bulunanların bir işi de, Pâdişâhın âhiretini korumak, onları dînen hatâ olan şeylerden sakındırmaktır. Duyuldu ki, 150 kişinin îdâm edilmesine pâdişâh fermânı çıkmış. Fakat onların öldürülmeleri için, dînen bir sebep tespit edilmiş değildir. Recâ olunur ki, af buyrula!” dedi. Zenbilli Ali Efendinin bu sözlerine kızan Pâdişâh;
“Bu iş saltanatın gereğidir. Âlimler böyle işlere karışırsa, devlet idâresi kargaşaya uğrar. Sorumsuzluklara göz yummak, beğenilecek tutum değildir. Bu işlere karışmak sizin vazîfeniz değildir.” deyince;
“Bu karar âhiretinizle ilgilidir ve buna karışmak da bizim vazîfemizdir. Eğer affederseniz ne iyi, ne güzeldir. Yoksa âhirette cezâya müstehak olursunuz.” cevâbını verdi.
Bu sözler Pâdişâhın kızgınlığını yatıştırdı.
“Affettik!” diyerek lütûf gösterip, neşeyle sohbete başladı. Konuşma bittikten sonra, gitmek üzere ayağa kalkan Zenbilli Ali Efendi, Yavuz Sultan Selim Han'a;
“Âhiretinizle ilgili olan hizmeti yerine getirdim. Mürüvvetle ilgili bir sözüm daha var.” dedi.Pâdişâh; “Onu da söyle.” deyince;
“O sözüm de şudur ki, Pâdişâhın affına uğrayan o kişilerin, işlerinden el çektirilip, el açarak sokaklarda dolaşmaları, Pâdişâhın şânına lâyık mıdır?” dedi. Pâdişâh, bu isteği de kabul etmekle berâber, vazîfelerinde kusur ettikleri için, bunları tâzir edeceğini belirtti. Zenbilli Ali buna karşı da;
“Tâzir (azarlama) Pâdişâhın reyine kalmıştır. Orasını siz bilirsiniz. Bizim arzumuzu kabul etmeniz bize yeter.” dedi ve teşekkür ederek, Pâdişâhın huzûrundan ayrıldı.
KISSADAN HİSSE
Yavuz Sultan Selim'in adı Selim, lakabı Yavuz olunca, Selim ismi kod 5, Ali kod 2
Mürüvvetli, eli açık, cömert, affedici, iyiliksever ve mertçe açığa çıkarmış Objektif tarafsız bakmayıp bağnazca kararlarında ısrar edebilir, dikbaşlı bir şekilde başkasının otoritesini kabul etmek istemeyebilirdi. Mukaddim esması açığa çıkmayabilirdi. İkisi de Vali esmasının tam mazharı.
Zenbilli Ali Efendi'ye bütün ifratlarla saldırabilirdi. Ama karşısında doğruluğu tescilli, inancından güç alarak merkezlenmiş, kendisinin efendisi bir adam var. Peygambere iman eden insan onun vasıfları ile vasıflanmalı. İkisi de dosdoğru olmakla birlikte, cömert, Kerim ve Basit, Rezzak esması ile bu vasıflarda birleşmişler. İmanlarını tekrar tekrar ispat etmişler ve marifete ulaşmışlar.
Diğer ortak esmalara da bakıldığında hepsinde mükemmel bir itidalden marifete yolculuk göze çarpar. Sonuçta itidal ve erdemlerle 150 kişi başını, Sultan ahiretini kurtardı.
Öyle değil mi arkadaşlar?
Aslında çok şey konuşulabilir ama gerisini size bırakıyorum...
Yasemin Hafize ŞANLI
KB Eğitmeni
Yorumlar (0)
Yorum Yazın