Bloglar

"ZİFİRİ KARANLIKTA AK SÜTÜN İÇİNDEKİ AK KIL"

İnsan kendine kördür bütün zulmü öncelikle kendine, nefsine yapar.  Dışa bakan bir çift gözünü bile aynada görürken, kalp aynasına düşen görüntülerden habersizdir.

Hakikati ne kadar da aciz, zayıf ve muhtaçtır. Kendi maliki bile değildir. Oysa ki  Rabbimiz Hud suresinde "Hiçbir canlı yoktur ki Allah onun perçeminden tutmuş olmasın" buyurur. 

Yaradanı tarafından perçeminden tutulan insan kendini hakim sanır, elinin altndakilere hükmeder. Henüz daha nefsi üzerinde kaim değilken, başkaları üzerinde otorite kurup, tahakküm etmeye çalışır. 

Hadisi şerifte "...Allah’ım! Perçeminden tuttuğun şeylerin şerrinden Sana sığınırım. Her türlü hayrı Senden isterim ki bütün hayırlar Senin elindedir." buyrulur. 

Hal böyle iken; hal bilmez, had bilmez kul, köle esaretten, malikinden emin olduğunu düşündüğü sahibinin mülkünde saltanat sürer teslim anına kadar.  ...

Ve işte o son an, son perde bütün hayatın özetidir. Perde kalkar ve görür. Altındaki at mı eşek mi?

Hele şu toz duman bir dağılsın,

Bindiğin at mı eşek mi anlarsın...

İşte eskilerin deyimi ile mezarda başını kaldırıp  o tahtaya vurdumu "EYVAAH" der inlersin.  Pişmanlık fayda etmez, perde kalkmış, görme ve uyanma gerçekleşmiştir.

Firavun nefs Musasının arkasından Kızıldeniz'e korkusuzca dalar ve sular onun üzerine kapanınca uyanırsa ne olur? Ne mi olur?

Musa'nın Rabbine iman ettim der ama o günde iman kabul görmez. İman burda, dünyada gayba olur. Görmenin gerçekleşmesi imtihanın kalkması anlamına gelir. 

Şöyle ki sınav kağıdı teslim alınmış, kitabı açmış doğru cevapları görmüşsündür ama heyhat kağıt elden gitmiş, teslim edilmiştir. 

Teslim günü gelmeden teslim olmak, perdeler açılmadan görür gibi olmak, bilinmeklik istenilen bu yurtta bilmek.... "... zifirî karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin; ve gerçek kahramanlık mâdeniyle sahtesini ayırdetmekte kuyumcu ustası bir gençlik..."

Büyük usta Necip Fazıl'ın gençliğe hitabesinden Uykulara doyamayan, rüyalarını okuyamayan insan, dünya sancısının içindeki kayboluşun bir son bulsun.  

Son bulsun ki ; ölmeden önce uyananlardan, perde açılmadan önce görenlerden olasın.  En büyük zulmü haddi aşan, ölçüyü kaçıran, duygusallık çamrundan çıkamıyan insan, yine kendi kendine yapmaktadır.

Kafasını tahtaya vurduğunda görecek ki yaşadıklarının bütün sebebi kendisi.... Çektiği bela ve hastalıklar rahmet...

"Rahmetim herşeyi kuşatmıştır" buyuran Rabbime giden yolda bela ve hastalık acısının rahmetini görebilmek, kahra direnmeyip, rahmetin kolların da ki huzurla mümkündür.

Vel hasılı kelam annesinden korkan çocuk yine annenin kollarında bulur şefkati, rahmeti.... K.B.E. Yasemin Hafize Şanlı

Diğer Bloglar

Yorumlar (0)

Yorum Yazın

Yorumlarınız sistem onayından geçtikten sonra yayınlanacaktır.