Muhyiddin İbn Arabi (ks): "Hal akıllarla ve zekalarla oynar durur. İsimlerin varlıklarla oynaması gibi. Alemde düşmanlık ve düşman olma hali buradan ortaya çıkar.
Müşahede sahibi alimde zıdların kendisinde bulunması nedeniyle hal değişmesi olmaz. Çünkü o bütünüyle Hak'tır. İşaret ettiğimiz hususu anlayınca, nasıl dost ve düşman olunduğunu, kimin düşman olduğunu, kiminle dost olunduğunu ve kimin dost olduğunu öğrenirsin."
Zamandan alınan etkilerle, haller sürekli değişir. Üzerimizdeki bu hallerin değişkenliği o an hangi isim üzerimizde hakimse onunla ilgilidir.
Müşahade ehlinde yani hallere aynel yakin, şahit olanlarda halden hale geçme olmaz. Halleri sabit, makam sahibidirler.
Zıtlıklar birlikte bulunur. Bütünü ile Hak olan bir anlamda doygun olur. Kendinde Hakk'ı açığa çıkarmak, batıla zerre boşluk bırakmamak gerekir.
Herşeyin bir zıddı vardır, ve herşey zıddı ile bilinir, zıddı ile bir bütündür. Denge, uyum burda oluşur. Zıtlar birbirini gece ve gündüz gibi takip eder.
Kabz ve Bast halleri birbirinin iki zıt hale sebep olur insanda.
İmam-ı Rabbani ks: ”Kabz ve bast insanı uçuran iki kanat gibidir. Kabz, sıkıntı hasıl olunca, üzülmeyiniz. Bast hali gelince de sevinmeyiniz.” demistir.
İbn Arabi k.s ise: ”Bast’ı, sufînin eşyayı kuşattığı, eşyanın sufîyi kuşatamadığı bir hal olarak görür. ”
Arif bilir ki Kabz hali tevbe istiğfar, Bast hali şükür ve şımarıp o genişliğin içinde kaybolmamayı gerektirir. Bast halinden daha çok korkarlar. Bizler ise Kabz halinden korkarız. Bast halinin verdiği neşe, huzur, genişliğin tehlikelerini bilirler. İnsanlar bu halden hiç şikayet etmez, Rabb'lerine yönelmeyi unuturlar.
Ed Dar, zarar veren ve En Nafi, fayda veren isimlerinin birlikteliği olmasa idi kâinatta sonbaharda solan, sararan otlar, yapraklar tekrar baharda yeşerip faydamıza sunulmazdı.
Büyük alem olan kâinatta ne varsa, küçük alem insanda da o vardır. Kıtlıklarla, hastalıklarla daraltıp zarar veren, Nafi ve Şafi ismi ile faydasını, şifasını yetiştirir.
Muahhir'le geri bırakılması gereken bırakılırken, Mukaddim'le takdim edip öne alınır.
Zıtlıklar olmasa nimetlerin değeri bilinmez insanoğlu rehavet ve gaflete düşerdi.
Yapraklar, çiçekler, ekinler sonbaharda nasıl ki rahimiyetin kucağına düşerken, korku ve endişe duymaz, tekrar yeni bir dirilişi bekler.
İnsan da zıtlıklar hükmünü icra etmeye geldiklerinde, O Rahimiyete, merhamete güvenip baharı beklemeli. Cehennem gibi karanlık olan gecenin, cennet misali gündüzüne, yeni dirilişlere yelken açmalı...
Rab ismi bütün isimleri yönlendirir, işleyişini düzenler. Dua ve istiğfarla bir ismin hükmünden kurtulmak için Rabbül Alemin'e dua etmeli ki, o ismi üzerimizden alsın....
K.B.E. Y. Hafize Şanlı
Zitlarin varlığı, hakkı etkilemez. İnsanında bilmesi kendinde bulması gereken budur. Bu tanım için varlığın tanımı kişinin kendini bilmesi gerekir. Teşekkürler sn Yasemin...